2013/02/27
Ikı komsu ulkenin hükümdarları birbirleriyle savasmazlar ama birbirlerini rahatsız ederlerdi..
Ikı komsu ulkenin hükümdarları birbirleriyle savasmazlar ama birbirlerini rahatsız ederlerdi. Dogum ve bayram gibi günlerde armağanlar göndererek birbirlerine zekâ gösterisi yaparlardı. Hükümdarlardan biri, günün birinde ülkesinin en önemli heykeltrasını huzuruna cagırdı. İstedigi, birer karış yüksekliğinde, altından, tıpatıp aynı olan üc insan heykeli yapmasıydı. Heykeller hazırlandı ve dogum gününde birer mektupla komsu ülke hükümdarına gönderildi. Söyle diyordu mektupta ; " dogum gününü bu üc altın heykelle kutluyorum. Bu üc heykel birbirinin tıpatıp aynısı gibi görünebilir. ama iclerinden biri diger ikisinden cok daha degerlidir. O heykeli bulunca bana haber ver. " hükümdar bütün cabalarına ragmen degerli olanı bulamamıstı. Sonra zindana attırdıgı , akıllı ve zeki bir genc vardı. Başka caresi olmayan hükümdar bu genci cagırttı. Genc cok ince bir tel getirilmesini istedi. Teli birinci heykelcigin kulagından soktu, tel heykelin agzından cıktı. İkinci heykele de aynı islemi yaptı. Tel bu kez diger kulaktan cıktı. Ücüncü heykelde tel kulaktan girdi ama bir yerden cıkmadı. Hükümdar heykelleri gönderen komşu hükümdara cevabı yazdı.. " Kulagından gireni agzından cıkartan insan makbul değildir... Bir kulagından giren diger kulagından cıkıyorsa, o insan da makbul değildir. En degerli insan , kulağından gireni yüreğine gömen insandır..