-->

2014/03/04

“senin kalbimi kırdıktan sonra dilediğin özür, doyduktan sonra sofraya gelen. ."

Adam karısına pek hoş davranmaz, kalbini kırar. Sonra karısından sofrayı kurmasını ister. Kadıncağız hiç sesini çıkarmadan kurar sofrayı ve buyur eder kocasını. Adam sabırsızca sofraya oturur, iştah kabartacak bir zevkle yemeye başlar. Yemek tuzsuz olmuştur. Birkaç lokma yedikten sonra karısından tuz ister. Karısı; “sen yiyedur ben getiririm”, der ve içeri gider. Adam ikide bir; “tuz nerde kaldı?” diye sorar. Kadın her seferinde “tamam getiriyorum” diye cevap verir . Fakat tuz bir türlü sofraya gelmez. Neyse adam tuzu isteye isteye karnını doyurur. Sonra aklı başına gelir. Az önce hatununun kalbini kırdığı için özür diler. Hanım mutfağa gider, ve elinde tuzla geri döner. Adam merak eder ve sorar; “bu ne şimdi karnım doyduktan sonra tuzu ben ne yapayım” der. Karısı da ona; “senin kalbimi kırdıktan sonra dilediğin özür, doyduktan sonra sofraya gelen tuz gibidir, ihtiyaç kalmaz”… der. Evet, dikkat etmek lazım! Kırmamak lazım. Gönül sevmek demektır. Sevipte kıymetini bilmek. İnsanlar için güzel dostluklar kurması kadar, dostlarına olan muhabbetini göstermesi de önemlidir. Bunun bir çok yolu var. Bazen bir gülümseme bile muhteşem bir sevgi işaretidir...

2013/12/04

Her sabah böyle isterim...

Yeni evli bir çift Evli ilk günlerini geçireceklermiş. Gelin uyanmış. Bakmış damat yatakta yok. Kapı deliğinden kocasının ne yaptığına bakmış. Yeni damat sobayı yakmış, kahvaltıyı hazırlamış, gömleklerini ütülemiş. Kadın iyi bir adama düştüm diye çok sevinmiş ve yatağına yarım kalan uykusunu tamamlamaya gitmiş. Birkaç dakika sonra damat gelini uyandırmış. Gelin uyanmış ve damatdan sabah duyduğu ilk söz gelinin bütün sevincini alt üst etmiş . Her sabah böyle isterim

2013/11/30

"Gözlerin bana başka birine dokunmuş gibi baktı /Söylemene gerek yok,biliyorum..."

Bir adam anlatıyor ve bir avukat dinliyor: Karımı 1998'in sonbaharında kaybettim...Yedi senelik evliliğimizin iki ...... senesini kanser tedavisi için hastanelerde geçirmiştik. ... Karım , her evlilik yıldönümümüzde ikimizin fotoğrafını çerçeveler, "Bunlar bizim hayatımızın gölgeleri" derdi.. Öldüğünde,yedi tane resmimiz vardı.97'in bir gecesinde onu aldattım.Oysa ona sürekli onu ne kadar çok sevdiğimi ve sonsuza kadar sadık kalacağımı söylerdim. Ölmeden iki hafta önce yine aynı şeyi tekrarladım. Tuhaf bir gülümsemeyle baktı bana ve sadece "Biliyorum" dedi. İzmir'e kar yağdığı gün, yani bir ay önce, evdeydim.Fotoğraflarımıza bakıyordum yine... Her çerçevenin altında bir harf olduğunu ilk kez o gün fark ettim.A.R.K.A.S.I.N. Gerisi için yılları yetmemişti.Ama sanırım "Arkasına bak"yazmaya filan niyetlenmişti. Hemen çerçevelerin arkasına baktım.Hiçbir şey yoktu.Sonra birşey dürttü beni, hepsini teker teker söktüm. İnanabiliyormusunuz,herbirinin arkasından bir mektup çıktı! Geçirdiğimiz her sene için sevgi dolu sözler yazmıştı.1997'dekiresmimizin içinden çıkan zarf ise simsiyahtı. Ve içinden şu sözler çıktı: "14 Mart1997/Gözlerin bana başka birine dokunmuş gibi baktı /Söylemene gerek yok,biliyorum..." 2002'deyiz. Onu kaybedeli 4,aldatalı 5 yıl oluyor.İçim acıyor şimdi. Çünkü kadınlar biliyor, hissediyor..Sadece paylaşmak istedim. Sana boş gözlerle bakıp seni seviyorum diyenin sevgisinden şüphe et. Çünkü; Aşk sessiz,sevgi dilsizdir

2013/08/15

Adam eşine sorar: "Benden daha yakışıklı bir erkek var mı? "


Adam eşine sorar: "Benden daha yakışıklı bir erkek var mı? " ...Kadın önce susup sonra cevap verir : "Bilmiyorum. " Adam,benden daha iyisi var mı ? Kadın,yine "bilmiyorum." Adam,benden daha nazik bir erkek varmı ? ... Kadın,"sana bilmiyorum dedim." Adam:"nasıl bilmezsin? " Kadın,"evet bilmiyorum,sen varken nasıl başka erkeklere bakarım! Allah dünya ve Cennette seni bana eş yazdığı halde nasıl başkasına bakıyım !"

2013/08/05

Ben sevgiyi kocamdan öğrendim - Rüveyda Ayyıldız ( Bir evlilik hikayesi )

Genç kızken sevgi sadece filmlerde olur zannederdim.Bizim evde sevginin adı sanı olmazdı. Birbirimiz sever miydik sevmez miydik hiç düşünmedim. Anne ve babamın kavgalarına defalarca şahit olduk ama birbirlerini sevdiklerini gösterecek en ufak bir işareti dahi görmedim. Sevgi deyince aklıma sadece babamın bahçede besleyip büyüttüğü köpeği geliyor. babam köpeğini okşar sever onunla oyunlar oynar konuşur, ona güzel sözler söylerdi.Köpeğine söylediği güzel sözlerden hiçbirini bize söylemedi. Annem ise ayrı bir alemdi. Ya temizlik yapar yada gezmeye giderdi.Bizi sever miydi bilmiyorum ama bize hiç göstermedi de söylemedi de. Evi kirlettiğimizde veya kardeşlerimle kavga ettiğimizde sadece kızardı.belki haklıydı. Çünkü dört kardeştik ve sürekli birbirimizle didişirdik.

Ailemin seçtiği kişiyle evlendim. Evlilikten hiçbir beklentim yoktu. Evliliği annemlerinki gibi bir şey zannediyordum.Evlenince ev temizlersin yemek yaparsın çocuk doğurursun, arada bir kocanla kavga edersin.Bir gün mutlu bir gün mutsuz yaşayıp gidersin. Evlilik böyle bir şey diye düşünürdüm.

Evlendiğim gün eşim beni gelinliğin içinde uzun uzun süzmüş "ne kadar güzelsin" demişti.

Daha önce hiç kimse bana böyle güzel olduğumu söylememişti.Çokta güzel olduğumu düşünmüyordum ama onun bana güzel olduğumu söylemesi içimi kıpır kıpır etmişti. O gün duyduğum güzel söz daha sonra duyacağım güzel sözlerin sadece bir başlangıcıydı.Eşim bana her fırsatta iltifat eder beni sevdiğini söyler. Bana sevginin sadece filmlerde değil gerçek hayatta da olduğunu gösterdi. eşimle çok güzel anılarımız var. Ama beni en çok etkileyen ve mutlu eden anımı sizlerle paylaşmak isterim.

İlk çocuğumun doğumundan 2 ay sonraydı. Kontrol için doktoruma gittiğimde hamileliğimde karnımda oluşan çatlakların ne zaman geçeceğini ve doğumdan sonra kalan göbeğimin nasıl eriyeceğini sordum. Doktorum " estetik ameliyat olmadıkça o çatlaklar geçmez.Jimnastikle göbeğiniz biraz erir ama hamilelikten önceki haline gelmez. ancak kendini estetik cerrahın ve bir güzellik uzmanının eline bırakırsanız eski halinize dönersiniz." dedi nerede bizde o kadar para.

Başımdan aşağıya kaynar sular döküldü. akşam eşimle konuşana kadar üzüntümden kendi kendimi yedim bitirdim. Akşam eşim canımın neden sıkkın olduğunu farkedince neler olduğunu sordu.Ona doktorun söylediklerini anlattım.

Bazı kadınlar doğumdan sonra eşlerinin kendilerini beğenmediğini söylüyorlar. Beni yine eskisi gibi sevecek ve beğenecek misin diye sordum. O bana "ben seni karnın dümdüz diye sevmedim ki şimdi göbeğin var diye sevmekten vazgeçeyim. Hem karnındaki çizikler ve göbeğin beni kesinlikle rahatsız etmediği gibi hoşumada gidiyor. artık bir annesin ikimizin parçasını taşıdın ve o izler bana bunu hatırlatıyor. Karnındaki işaretler seni daha kadınsı yapıyor." dedi. Eşimin sözleri bütün üzüntümü giderdi.

Doğum yapmamın üzerinden 10 yıl geçti. Bu arada bir bebeğimiz daha oldu. Eşimle birbirimize olan sevgimiz kesinlikle azalmadı. geçenlerde genç kızkenki resimlerime baktım. kendimi çok çirkin buldum. Bir de yakınlarda çekilmiş bir fotoğrafıma baktım. Şimdiki halimi güzel buldum. Şunu anladım ki sevgi çirkin bir kadını güzel yapabilir.Sevgisizlik ise güzel bir kadını çirkin yapabilir.Sevgi sihirli bir değnek gibi değdiği herşeyi güzelleştiriyor. Bana sevgiyi öğrettiği için eşime herkesin huzurunda teşekkür ediyorum.

Rüveyda Ayyıldız

En Son Eklenen Sözler